Türk ihracatçısı hem finansal hem de yapısal anlamda zorlu geçirdiği bir 2024 yılının ardından, uluslararası pazarlarda var olma mücadelesini sürdürüyor. Yılın ilk ayı ihracat verileri her ne kadar ‘rekor’ olarak kayıtlara geçse de ihracatçıya göre, 2024’teki ‘kârsızlık’ 2025’te yerini zarara bıraktı. Ancak tüm belirsizliklere rağmen mevcut pazarlarını kaybetmek istemeyen Türk ihracatçısı, bu yıl da ‘çantasını eline alıp kapı kapı dolaşacak’. Pes etmeyen ihracatçı sektörlerden biri de Türkiye ev ve mutfak eşyaları.
Alanında dünyanın en prestijli fuarlarından biri kabul edilen Frankurt Messe Ambiente Fuarı’na 250 firma ile katılan sektör, 5.7 milyar dolarlık ihracatını korumak için sahnede yer aldı. Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan A. Ergün’e konuşan sektör temsilcileri, “Finansal özgürlük olursa yatırım iştahımız hep var. Yeter ki destek verilsin çok hızlı pozisyon alabilecek güçteyiz” diyor.
ÇİN YATIRIMLARINDA HAREKET BEKLENİYOR
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, Trump’ın Çin politikası sonrasında Çin yatırımları ile ilgili hareket beklediklerini kaydetti. Özger, firmaların da bunu değerlendirdiğini söyleyerek “Masada görüşmeler var” dedi.
Türkiye’nin ilk çelik termos üreticisi olan ve geçtiğimiz aralık ayında Çinli Zhejiyang Yongheng HouseHold ile ortaklık yapan ve Şanlıurfa’da ikinci tesisini kurmaya hazırlanan Termosan Çelik, günlük 10 bin adet olan üretimini 50 bin adete çıkaracak. Yeni tesisle birlikte istihdamı 350 kişiye çıkaracaklarını açıklayan Termomug Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Çinli firma ile işbirliğinin markayı daha da güçlendirdiğini belirtti.
ÇİN, ABD’NİN TARİFE DUVARINI TÜRKİYE’DEN AŞABİLİR
Kapasite ve fiyatlama anlamında Çin ile rekabet etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Şanlıurfa’daki ortak yatırımımızda yüzde 100 Türk markalı üretim yapıp dünyaya satacağız. Çinli ortağımız ABD’ye ürün veriyor ama tarife duvarı var. Birçok sektörde Çinli firmalar özellikle yakın coğrafyalarındaki Tayland, Vietnam gibi ülkelere çok ciddi anlamda bir yatırım eğiliminde. Şimdi de Amerika pazarındaki varlığını kaybetmemek adına Çinli firmalar Türkiye’ye yöneliyor” dedi.
‘PAZARDA BÜYÜME EĞİLİMİ YAVAŞLADI’
Türkiye’de döküm ev ve mutfak eşyasının jenerik markası haline gelen Lava, Ambiente Fuarı’nda ürünlerini sergileyen Türk markalarından biri. Sektörde 15’inci yıla girdiklerini kaydeden Lava kurucu ortağı ve Genel Müdürü Beyhan Ekşi, üretimlerinin Eskişehir’de olduğunu belirtti. Döküm tencere, tava gibi ürünleri Türk halkıyla buluşturan ilk marka olduklarını söyleyen Ekşi, “Zor bir iş ama Lava çok sevilen bir marka oldu. Bugün çeyiz setlerine de girdik. Satışlarımızın yüzde 19’u e-ticaretten geliyor” dedi. Sektörün büyümesinin ekonomideki rasyolarla doğru orantılı olduğunu dile getiren Ekşi, “Türkiye’de veya dünyada pazar büyüyorsa sektör de büyüyor. Şu anda ne dünyada ne de Türkiye’de pazarın çok genişlediğini söyleyemem” diye konuştu.
‘ZARAR YÜZDE 10’A ÇIKARSA TAŞIYACAK GÜÇ KALMAZ’
Emaye mutfak eşyaları üreten ve yaklaşık 30 yıldır Ambiente Fuarı’na katılan Ahmetal’in kurucusu Ahmet Mazlum, 2025’e dair karamsar bir tablo çizdi. “En büyük problemimiz kendi içimizdeki maliyetler, ülkenin pahalılaşması” diyen Mazlum, bu durumun da üretimi zorlaştırdığını söyledi. Mazlum, “Bizim fiyatlarımızı yurtdışı kaldıramıyor, rekabet şansımız kalmıyor. Yaptığımız ihracattan para kazanamıyoruz, zarar yüzde 5’e ulaştı.
Bu oran yüzde 10’u bulursa taşıyacak gücümüz kalmaz” dedi. Yapılan ihracattan yüzde 80’in memnun olmadığını ifade eden Mazlum, “Sadece müşteriyi kaybetmemek ve ihracatta kullandığımız kredi şartlarını yerine getirmek için ihracat yapmak zorundayız. Kur yükselince enflasyon artıyor deniliyor ama bu kurla ihracat yapma şansımız yok. Kurun en az 45 olması lazım. İhracatçıya özel kur politikası uygulanmalı. Yüzde 100 ihracata çalışan bir firmayken geçen yıl ihracatı yüzde 30 azalttık” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DEN ALIMLARIMIZ YÜZDE 10’A DÜŞTÜ’
Ev ve mutfak eşyaları, ev tekstili gibi çeşitli sektörlerde 9 şirketiyle Almanya’da faaliyet gösteren ve 63 ülkeye ihracat yapan Hatex Group, Türkiye, Çin, Bulgaristan gibi çeşitli ülkelerde ürettirdiği ürünleri Avrupa pazarına sunuyor. Türkiye Dilovası’nda kendi üretim tesisi de bulunan Hatex Group’un CEO’su Burhan Asan, Türkiye’de artan fiyat ve maliyetlere dikkat çekti. Pandemiden sonra Türkiye’de fiyatların çok arttığını söyleyen Asan, bu nedenle Türkiye’den yaptıkları alımları yüzde 30’dan yüzde 10’a düşürdüklerini açıkladı.
More Stories
Galatasaray Kadın Futbol Takımı’na Kol Sponsorluğu
Fitch: ABD’de politika belirsizlikleri risk oluşturuyor
Kırklareli’nde Gıda Denetimleri