Gümüşhane Üniversitesi, Krom Vadisi’ndeki Tarihi Kiliselerin Depremlerden Etkilenme Durumunu Araştırıyor
Gümüşhane Üniversitesi akademisyenleri, tarihi birçok yapıya ev sahipliği yapan Krom Vadisi’ndeki 40 kilisenin zaman içerisinde depremlerden nasıl etkilendiklerine ilişkin çalışma yürütüyor.
Geçmişte birçok etnik unsurun bir arada bulunduğu Krom Vadisi, 2009 yılında arkeolojik sit alanı ilan edildi.
Tarihte Türk ve Rum nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim yeri olarak bilinen bölgedeki çok sayıda kilise, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2021’deki depremlerin ardından Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinin araştırma konusu oldu.
Akademisyenler, kiliselerin bugüne kadarki depremler karşısındaki yapısal durumlarını belirlemek için bir araya gelerek “Değiştirilmiş Ağırlıklı Diferansiyel Evrim Kullanarak Tarihi Yapıların Görünürlüğünün Optimize Edilmesi: Gümüşhane” adını verdikleri bir proje yürütüyorlar. Proje kapsamında dron ile elde ettikleri verileri 3 boyutlu modellemelere dönüştürüyorlar.
Yapay zeka desteğiyle verileri analiz eden akademisyenler, devam eden saha çalışmalarını 2026’da tamamlayarak kiliselerin depremler karşısında son durumları hakkında bir sonuca ulaşmayı hedefliyorlar.
Şu ana kadarki çalışmalarda kiliselerin birbirini görecek şekilde üçgen model inşa edildiği belirlendi ve özellikle Soruhan Kilisesi merkezli birçok kilisenin birbiriyle görsel ilişkisi olduğu yönünde fikir birliğine varıldı.
Ayrıca yapılan analizlerde kiliselerin yağış ve ani su baskınları gibi doğal etkenlerden etkilenmeyecek şekilde planlandığı belirlendi.
Gümüşhane Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Günen, Krom Vadisi’ndeki çalışmalarda şu ana kadar 40 kilisenin yerden ve havadan çekilen görüntüleriyle çalıştıklarını ifade etti. Kiliselerin 3 boyutlu modellerinin dronla elde edilen görüntülerden oluşturulduğunu belirten Günen, son aşamada ise yapay zeka yöntemleriyle bölgenin görülebilir alanlarını belirlediklerini dile getirdi.
Günen, “Bizim tespit edemediğimiz kiliseler var. Onlar da o bölgelerde olsaydı, muhtemelen mevcut görünürlük yüzde 80’in üzerinde olacaktı. Yaptığımız analizler, hidrolik tespitlerle bu kiliselerin rastsal akış içerisinde olmadığını, yani bir su gelmesi ve yağış durumunda kiliselerin sudan etkilenmeyecek şekilde inşa edildiğini tespit etmiş olduk.” şeklinde konuştu.
Gümüşhane’nin önemli tarihi yapılara sahip olduğunu belirten akademisyenler, tarihi yapıların turizme kazandırılması üzerine düşündüklerini ve tarihi ve kültürel mirasın depreme bağlı olarak ciddi zararlar gördüğünü vurguladılar. Tarihi yapıların genellikle Kelkit ilçesindeki Satala Antik Kenti ile merkeze bağlı Yağlıdere köyü sınırlarındaki Krom Vadisi’nde bulunduğunu sözlerine eklediler.
Maden Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Şener Aliyazıcıoğlu da bölgedeki tarihi yapıların büyük oranda kaya üzerine konumlandırıldığını vurgulayarak yapıları tahribatsız yöntemlerle incelediklerini ve binaların konumlarıyla ilgili bir çalışma yaptıklarını belirtti.